Kasım 5, 2024
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Xiaomi, Akıllı Telefon Satışlarında Apple’ı Geride Bıraktı: Bu Yükselişin Sırrı Ne?
Bilgisayarlar günümüzün vazgeçilmez bir parçası haline gelmiştir. Peki, bu muazzam teknolojik cihazların kökeni nereye dayanıyor? İlk bilgisayarın hikayesi, insanlığın bilgi işlem ve hesaplama konusundaki ihtiyaçları doğrultusunda gelişen heyecan verici bir yolculuktur.
19.yüzyılın başlarında, İngiliz matematikçi Charles Babbage, hesaplamaların mekanik olarak yapılabileceği fikrini ortaya attı. Analitik Makine adını verdiği bu cihaz, programlanabilir özelliklere sahip ilk mekanik bilgisayar olarak kabul edilir. Babbage’ın bu vizyoner tasarımı, delikli kartlarla programlanabilir ve dört temel aritmetik işlemi gerçekleştirebilirdi.
Babbage’ın çalışmalarına katkıda bulunan bir diğer önemli isim ise Ada Lovelace‘tır. Lovelace, Analitik Makine için yazdığı notlar ve algoritmalar sayesinde tarihteki ilk bilgisayar programcısı olarak anılır. Onun matematiksel dehası ve öngörüleri, bilgisayar biliminin temellerini atmıştır.
II. Dünya Savaşı sırasında, İngilizler Almanların iletişim şifrelerini çözmek için Colossus adını verdikleri elektronik bir bilgisayar geliştirdiler. Colossus, vakum tüpleri kullanarak çalışan ve elektronik veri işleme kapasitesine sahip ilk bilgisayar olarak bilinir. Bu cihaz, savaşın seyrini değiştirecek kadar kritik öneme sahipti.
1945 yılında ABD’de tamamlanan ENIAC (Electronic Numerical Integrator and Computer), genel amaçlı programlanabilir ilk elektronik dijital bilgisayar olarak kabul edilir. 17,468 vakum tüpü ve 30 ton ağırlığıyla ENIAC, saniyede 5,000 toplama işlemi yapabiliyordu. Bu devasa makine, balistik hesaplamalar ve nükleer enerji araştırmaları gibi karmaşık problemleri çözmek için kullanıldı.
Iowa Eyalet Üniversitesi’nde profesör olan John Atanasoff ve öğrencisi Clifford Berry, 1937-1942 yılları arasında Atanasoff-Berry Computer (ABC) adlı bir cihaz geliştirdiler. ABC, elektronik dijital hesaplamayı kullanan ilk bilgisayar olmasına rağmen, projenin tamamlanamaması ve patent alınamaması nedeniyle uzun süre unutulmuştur.
1947’de transistörlerin icadı, bilgisayarların boyutlarının küçülmesine ve daha verimli hale gelmesine olanak tanıdı. Vakum tüplerinin yerini alan transistörler, daha az enerji tüketiyor ve daha az ısı üretiyordu. Bu teknoloji, bilgisayarların ticari olarak üretilmesinin yolunu açtı.
1951’de piyasaya sürülen UNIVAC I (Universal Automatic Computer), ABD’nin ilk ticari bilgisayarıdır. Remington Rand şirketi tarafından üretilen UNIVAC, ABD Nüfus Sayımı Bürosu ve General Electric gibi kuruluşlar tarafından kullanıldı. Bu gelişme, bilgisayarların iş dünyasında yaygınlaşmasının başlangıcı oldu.
1971’de Intel tarafından üretilen Intel 4004 mikroişlemcisi, bilgisayar teknolojisinde devrim yarattı. Mikroişlemcilerin icadı, bilgisayarların boyutlarının masaüstüne sığacak kadar küçülmesine ve kişisel bilgisayarların doğuşuna neden oldu. 1977’de Apple II ve 1981’de IBM PC’nin piyasaya sürülmesiyle, bilgisayarlar evlere ve ofislere girmeye başladı.
İlk bilgisayarlar, bugünün teknolojik dünyasının temelini attı. Büyük ve hantal makinelerden, cebimize sığan akıllı telefonlara kadar uzanan bu yolculuk, insanlığın bilgi işlem kapasitesini ve yaşam standartlarını önemli ölçüde yükseltti. Yapay zeka, nesnelerin interneti ve bulut bilişim gibi modern teknolojiler, ilk bilgisayarların mirası üzerine inşa edildi.